Sigortacılığı doğru tanımlamak, mantığını doğru anlamak gerekir ki sigorta ürünlerini seçerken bu doğrultuda araştırma yapılabilsin ve doğru ürün seçer gibi doğru sigorta şirketi de seçilebilsin bunun önemini yazımın devamında anlatmaya çalışacağım.
Sigorta, temelinde İMECE usulü ile çalışan bir sistemdir. Çocukluğu köyde geçenler bilirler köylerde özellikle kadınlar yapılacak ev işlerinde veya tarla işlerinde sekizer onar kişilik gruplar kurup sırasıyla herkesin işini bitirirlerdi. Ben de bir çiftçi çocuğu olarak buna çok kez şahit oldum, bahar aylarında ekilen pancar, fasulye gibi mahsullerin çapalama işlerinde genelde aynı mahalledeki annelerimiz teyzelerimiz hemen örgütlenir sırayla herkesin tarlasını çapalarlardı, biz çocuklar için en güzel yanı ise tarlada pişen o yemeklerdi hele ki bulgur pilavı mis gibi tereyağlı yanında da buz gibi içine salatalık doğranmış ayran…
Şimdi bu imece usulünü neden anlattım? Burada kurulan ekip ne kadar büyük ise iş o kadar hızlı biter, o kadar verimli ve kaliteli olurdu. Tabi ki bu büyük ekibin de farklı sorunları vardı, tarlaya gidip gelirken taşıma sorunu, tarlada öğlen saatlerinde pişen yemek sorunu, ara öğünlerde çay ve yanında ikram edilen kek pasta sorunları vardı ki her aile bunun altından kalkamazdı. Daha sonralardan zaten bu sistemi dışardan mevsimlik çalışmak üzere getirilen işçiler ve bunları örgütleyen üç beş çavuş (İşçilerin başındaki yöneticilerine verilen ad) bu sorunları çözmüş oldular ve kurumsal olarak aslında işi yönettiler.
Sigorta’da bu şekilde insanların ihtiyaçlarını karşılıklı yardımlaşarak çözme temeline dayanan bir sistemdir ve bu sistemde aslında tüm Dünya’da belli başlı çavuşlar köşeleri kapmışlardır. İşte kurulan bu imece sistemi içindeki kişilerden sigortanın konusu, amacı, teminatları genel ve özel şartları çerçevesinde belli bir prim tahsil edilir ve o sistem içinde zarar gören kişilerin zararları toplanan ortak primden karşılanır. Buradaki katılımcı sayısı ne kadar fazla ise toplanan para o kadar fazladır, diyeceksiniz ki katılımcı sayısının çokluğu kadar oluşacak hasar da artar ve haklısınız oluşacak hasar adedi de artar lakin risk penetrasyonu düşer. Bunun yanında sigorta şirketinin geçmişi, kaç yıldır faaliyette olduğu, ürünlerinin geçmişi (örn. Sağlık poliçesini ne zaman satmaya başladı, kaç adet sigortalısı var?) sermaye yapısı da önemlidir. Çünkü bunlara göre sistemi ve alt yapısı gelişir tecrübe kazanır, işi yöneten kaliteli ve tecrübeli personelleri yetişir ve oluşan hasarlarda sigortalı dostu olup profesyonel bir şekilde hasar ödemelerini hızlı ve eksiksiz bir şekilde yaparlar.
Sigorta seçimi sırasında da aynı mantığı izlemek gerekir, tercih edilen sigortanın toplam sigortalı adedi bizim o sigorta şirketini seçmemizdeki en önemli kriter olmalıdır. Tabi ki tek kriter olmamalı bunu takiben teminatları, özel şartları, networkü diye sıralamayı devam ettirebiliriz. Bu yolu takip edersek eğer oluşan hasarlarda hatta oluşan pik hasarlarda yaşayacağımız sıkıntıların önüne geçmiş oluruz veya en aza indirmiş oluruz.
Aldığınız sigortalara hiç ihtiyacınız olmaması, olması durumunda ise sağlıklı ve mutlu bir şekilde istifade etmeniz temennisi ile sağlıcakla kalınız…